İnsan Beyni Ve Makine Üzerine İnceleme

 

Bugün insan beyni ile bilgisayarları, makineleri ve yapay zekâyı tasarlıyoruz. Peki ya tasarladıklarımız bize ihtiyaç duymadan tasarlar ve üretir hale gelirse ?


Yapay zeka kavramı, düşünebilen robotlar veya insansı makineler kavramlarına, bu çağın getirisi olarak hepimiz oldukça aşinayız. Bugünkü konumuza, farklı çağlarda yaşamış ancak benzer alanda çalışmalar yürütmüş iki dehanın sözleriyle giriş yapacağız. Ray Kurzweil ve John Von Neumann.

“Teknoloji artık araçlar yapmanın ötesine geçiyor, önceki yenilikçi araçları kullanarak daha güçlü bir teknoloji yaratma sürecindeyiz.” yorumunu yapan kişi ABD’li fütürist Ray Kurzweil. Optik karakter tanıma, metinden konuşma sentezi, konuşma tanıma teknolojisi alanında çalışmalar yürüten Kurzweil, teknolojinin gelişmesiyle teknolojinin gelişme hızının da artacağı görüşünde bulunan saygıdeğer bilim insanlarımızdan.

Bugünün bilgisayarlarının mimarı Von Neumann ise; “İnsan yaşam biçimindeki değişimler ile teknolojik ilerlemenin gittikçe hızlanması, insan ırkının tarihinde kökten bir değişiklik yaşatacak ve bir tür tekillik ortaya çıkacak. Bu noktadan sonra, bildiğimiz insan hayatı devam edemeyecek.” şeklinde görüşünü beyan etmiştir.

İşte bahsedilen bu tekillik (singularity) ile üstün bir yapay zekâ, üstün bir makine veya inorganik bir zekâ, insandan akıllı olabiliyor. Bu noktadan sonra neyin nasıl gelişeceğini takip ve tahmin etmek imkânsız oluyor. Bir karadelik ve ötesi, nasıl ötesi bilinmediğinden “tek” tanımlanıyorsa buna da tekillik deniyor. Karmaşık değil mi ? Buna neden tekillik denildiğini biraz daha irdeleyelim.

Beyne benzer makineler ve grafen(arbon atomunun bal peteği örgülü yapılarından birisi) gibi teknolojilerle bugünden daha düşük enerji ile gerçek zamanlı işlemin mümkün olduğunu hayal edin. Diğer yandan da beyin ile bilgisayarlar arasındaki arabirimler gittikçe daha da gelişiyor. Beyinden bilgisayara, bilgisayardan beyne. Böyle bir dünyada artık bilgisayarlar yani yapay inorganik zekâlar, beynin bir uzantısı haline geliyor.  İşte bu nedenle bu kavrama tekillik deniyor.

Bunun geleceğinde neler olabilir ? İnsanın ömrünü uzatmak için organ çalışmaları yapılması ? Pacific Rim filmindeki gibi bilgisayarlar ve birbirleriyle zihinsel olarak bütünleşen iki insanın robotu kullanabilmesi ? Bugünün İHA’larında ani manevraları beyin arabirimi ile pilot düşündüğü anda yaptırabilmek ?

Kendi kendine görevini yerine getiren düşünebilen robotlar ? İnsansı robotlar, robotsu insanlar, cyborglar?

Terminator’ü hatırlarsınız, Skynet isimli bir ağ, tamamen yapay zekâ, avcı bir robot. Her yerin gözlendiği, izlendiği, insanın köle olduğu bir dünya. Bir avuç insanın makinelere karşı asi çıkışları. Distopyadan bakarsak bu şekilde bir dünyanın teknolojileri bugün geliştiriliyor; yapay zeka, nöroteknoloji, sanayi 4.0, grafen, 3D yazıcılar, 5G…

Gördüğünüz gibi fark etmeden sinema ve televizyonlar ile bu geleceğe de hazırlanmışız. Peki, bizi Skynet’ten koruyan ne olacak ? Nasıl bundan 80 yıl önce robot kanunları yazılabildiyse, bugün bunun üzerine eklenecek yapay zekâ ve nöroteknoloji kanunları kötümser senaryoları bir seviyeye kadar ortadan kaldırabilir. Bu bilimsel çalışmalar, hayatı ve insanı refaha kavuşturabilir, teknoloji üreten teknolojiler, dünyada savaşa konu olan birçok konuyu da çözebilir.

Çözebilir ama ya birileri insan zihnini bir makineye kaydedilebilir ve geri yükleyebilir hale getirirse ? Gerçekleşeceği şu an için öngörülmese de, dini olarak da çok tartışılacak bu ve benzeri başlıklar, bugün, işte bu gelecekçiler tarafından dillendiriliyor.

Bu noktada Ray Kurzweil’in, Google’da yapay zekâ için çalışmaya başlamadan önce Rockefeller Vakfı için çalıştığını, John von Neumann’ın yine Rockefeller bursu ile okuyan bir Macar Yahudi’si olduğunu, Einstein ile zaman makinesi deneylerine katıldığını, Ray Kurzweil’in diğer gelecek öngörülerinden birinin de tek dünya devleti olduğunu, Hollywood bilim kurgu dünyasına da yine benzer tayfanın hâkim olduğunu bilelim.

Dolayısıyla bu konular her ne kadar bilimin objektifliği içerisinde ilerliyor gibi görünüyor olsa da, sonuçta bir hedefe doğru tüm dünyayı sürüklüyor olabilir, gidişatı birde bu açıdan değerlendirmekte fayda var. “Ooo süper yapmışlar” demek yerine, beyin, beyin bilgisayar arabirimleri, nöroteknoloji, yapay zekâ, tekillik, robotik alanında yapılan çalışmaları bilmeliyiz.

“Ehlileştirilmiş yapay zekâları” ve hatta “karşı yapay zekâları” geliştiriyor olmalıyız. Bu konulara halkı da bilinçlendirerek yaklaşıyor olmalıyız.

Kaynak: Cybermagonline

Yazımızı Nasıl Buldunuz?

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*