50 yılı aşkın sürdürdüğü araştırmalarla dijital görüntüleme dahil pek çok alanın temellerini atan Russell Kirsch, geçtiğimiz günlerde 11 Ağustos 2020 de 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. Kirsch, Ulusal Standartlar Bürosu’nda (şu anda Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü olarak biliniyor) görev yapan Amerikalı bir mühendisti ve ilk dijital görüntü tarayıcısının geliştiricisi olarak tanındı.
1929’da Rusya ve Macaristan göçmeni Yahudi kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kirsch, New York Üniversitesi, Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology ( MIT) gibi saygın üniversitelerde öğrenim görmüştür. 1951 yılında Ulusal Standartlar Bürosu’nda SEAC’ı (Standards Eastern Automatic Computer) çalıştıran ekipte yer almış ve bu enstitüde 50 yıl boyunca çalışmalarına devam etmiştir. SEAC, 1950 yılında hizmete girdi ve ABD’nin faliyete geçen ilk “depolanmış programlama bilgisayarı” (stored-program computer) olmaya hak kazandı.
Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü‘nün arşivinde görüntünün nasıl elde edildiği de açıklanmıştı. Çalışmada, büyük boy bir tambur, ona monte edilmiş dönen bir tambur ve bir fotoğraf çoğaltıcı kullanılmış. Dönen tambur görüntülerin yansımalarını yakalamak amacıyla kullanılıyordu ve resim ile fotoğraf çoğaltıcı arasına yerleştirilmiş olan delikli bir kumaş görüntünün piksel piksel ayrılmasını sağlıyordu. Başlangıçta elde edilen görüntüler yalnızca siyah veya beyaz renklerdeydi ancak Kirsch ve ekibi, görüntüyü farklı eşiklerde birden çok kez tarayıp, sonrasında bu taramaları üst üste dizerek gri rengi de elde edebilmeye başarmışlardı.
Taranan ilk fotoğraf Kirsch’ün üç aylık oğlu Walden Kirsch’ün fotoğrafıydı. 5 cm x 5 cm ölçülerindeki bir alanı kaplıyordu ve 176 x 176 piksel çözünürlüğe sahipti. Bit derinliği ise piksel başına sadece bir bitti. Elde ettikleri görüntü ise siyah beyazdı. Tarattıkları görüntüler yalnızca siyah beyaz olarak görünüyor olsa da daha sonraları çalışmalar yaparak gri rengi de elde edebildiler. Bu temel çalışma, dijital görüntülemede kullanılan yöntemlerin, algoritmaların ve depolama tekniklerinin oluşturulmasına ve gün geçtikçe gelişerek bugünkü hallerine gelmesine zemin hazırladı.
Dijital fotoğrafçılığın geliştirilmesindeki katkıları sebebiyle 2003 yılında Kirsch’ün oğlunun taranmış fotoğrafı, Life World tarafından “Dünyayı Değiştiren 100 Fotoğraf”tan biri olarak seçildi ve hala Portland Sanat Müzesi’nde sergileniyor.